Paris’in ortasında ayağınız kaldırma takılıp yere düşseniz bir kişi kolunuzdan tutup kaldırmaz, sizi ancak bir ambulans beklersiniz yerden kalkmak için.
Anadolu’nun en ücra köşesinde bir hanenin kapısını çalsanız ikram edecek bir şeyleri yoksa bile, hane sahibinin Tanrı Misafiri diyerek; bir ineği varsa onu keser ve ikram eder size diyor. Edip Akbayram.
Bu ülkede hala unutulmamış değerlerimizin olduğunu, bu değerlerin ne kadar kıymetli olduğunu bunlara sahip çıkılması gerektiğini özetliyor bu sözler.
Özellikle pandemi döneminde televizyon izleme ve programları takip etme fırsatım oldu. Üzülerek ifade ediyorum. Bu televizyon programları içeriklerinden dolayı evde olan çocuklarımız, yaşlılarımız ve çalışmayan insanlarımız adına çok üzüldüm. Elde tutulur, gözle görülür, eğitici ve öğretici, yol gösterici bir programa rastlayamadım.
Yarışma programları, yemek programları kayıp aranıyor programları, diziler ve hatta ana haber bültenleri felaket ötesi bir durumda.
“Misafirlikte tuz ve sudan başka bir şey istemeyiniz” diyerek öğütte bulunan Peygamberimizin hadisi rafa kalkmış envai çeşit yemekler ellerin tersiyle itilerek beğenilmiyor ve buna yemek yarışması deniliyor.
Birlikte yarıştığı arkadaşını para ödülünün tamamını alabilmek adına yeminler ediliyor, sözler veriliyor ancak arkadaş yarı yolda bırakılıp verdiği sözler unutuluyor. Bunun bir fırsat olduğunu söylüyor arkadaşına ihanet eden kişi, kendini bu şekilde savunuyor. Oysa hemen hemen hepimiz biliriz bir yaramazlık yaptığımızda arkadaşımızı ele vermemek için cezayı hep birlikte göze alırdık okul yıllarımızda.
Komşusunun, arkadaşının, akrabasının bir ayıbını örtmek öğütlemişken bizlere, toplumun kabul edemeyeceği şeytanın dahi aklına gelmeyecek hadiseler yaşanıyor arama programlarında.
Dizi filmler ise başlı başına enkaz . Bütün hayatlar lüks , bütün hayatlar şatafatlı , işlenilen konular toplumun etik değerleri ve kültürü ile bağdaşmıyor ancak bizler izledikçe yeni yeni diziler çıkıyor ortaya.
Ana haber bültenlerine gelince, gerçek gündemden uzak haber saatini doldurmak üzere kurgulanmış bir programlar öteye gitmiyor. Yani nereden tutsak elimizde kalıyor. Toplum evriliyor ,dönüştürülüyor.
RTÜK’de bizler gibi seyirci olup, olanı biteni sadece izliyor.
Binlerce yıllık geçmişi olan milletimizin kültürel değerleri bir bir yok ediliyor. Televizyon programlarına rol model olarak sergilenen bu karakterler toplumun omurgasını bozuyor.
Bu millet, bu kadarını hak etmiyor.
Saygılarımla…